DİĞER
“Birbirlerine yakın yıllara tanıklık etmiş, İstanbul’un benzer sokaklarında dolaşmış, aynı yapılarına bakmış, komşu semtlerinde bulunmuş Baret ile Mümtaz’ın şehrin mekânlarından yansıyan geçmiş tasavvurları…"
"Doğu, Batıyla karşılaştığında neden kendisini kaptıran Batı değil de Doğu oldu sorusunun cevaplanmayı hak eden bir sorudur. Orhan Pamuk bu sorunun yanıtını ararken, Tanpınar geçmişle bugünün terkibinden inşa ettiği 'biz'i yeniden ayağa kaldırmak için çalışmaktadır."
"İrfan Yalçın, yoksulluğun, kimsesizliğin ve sevgisizliğin gölgesinde hayatlarını sürdüren roman kahramanlarıyla “küçük insan”ı, 'köşeye sıkıştırılmış' bireyleri anlatır. Onları anlamak için davranışlarının ardında yatan toplumsal koşullara dikkat çekmek ister."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Tanpınar’ın makalelerinde ve diğer metinlerinde okurun karşısına çıkan sonuçsuzluk durumu fikrî temelini eşikte olma düşüncesinden alır. Tanpınar şiirlerinde de arada kalmış olmanın izini sürer ve iki seçenek arasında seçim yapmak zorunda olmadığımızı, ara tonların varlığını, 'yekpare, geniş bir ânın parçalanmaz akışında' ilerleyebilmemizin mümkün olduğunu bize hatırlatır."
"Sürekli geç kalmışlık hissiyle, aceleyle, modern olanı taklitle ve bu taklidin kalıplarına girmeyen her türlü özelliğini, geleneğini, tarihini, kısaca kültürünü silmeye, yok saymaya ve sonunda unutmaya varan sürecin bu topraklarda nasıl yaşandığı geç dönem Osmanlı ve erken dönem Cumhuriyet eserlerinde sık sık işlenmiş olsa da, Huzur’u onlardan ayıran, yazarın sunduğu çözümün farklılığı ve karakterlerini karikatürleştirmekten imtina etmesidir."
"Tanpınar, Proust’un yapıtına belirli bir tavırla yaklaşmış; Kayıp Zamanın İzinde’de yer alan birtakım sahne ve tasvirlerden bir nevi kalıp olarak yararlanmış ve bu kalıbın içini Tanpınarca doldurmuştur."
Bazı metinler o kadar büyük bir politik öneme sahiptir ki edebî yönlerini eleştirmek çok zor olur. Romanı eleştirmek sanki romanın davasına itiraz, insanlık idealine ihanet etmek gibi geliyor kulağa...
Siyasî iktidarın değişmesiyle bir yandan Hidayet Romanları'nın popülaritesi düşerken, diğer yandan hidayet olgusu da dönüşüme uğrar. Yeni anlatıda iktidarın tesis edilmesi gereken mekân devlet kurumları yerine evdir...
John Steinbeck kesinlikle kazanamayacağınız zamanlarda yenilmemek için okunacak bir yazar. Hayatın trajik yanı ağır bastığında, Steinbeck gibi trajik olandaki o komiği görebilmek lazım...
Mathias Énard, çağımızdaki medeniyet çatlamasını ve bunun yarattığı melankoliyi romancılık dünyasının ekseni hâline getirmiş. Bu kopuşu tamir etmeye çalışıyor...
Ölümsüzlük yalnızca kurmacada bir seçenek olarak var ve belki de bu yüzden, insan yaşlandıkça, vampir hikâyeleri gücünü toplayıp korkutma kudretini yeniden kazanıyor
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.